Vampire’s Kiss (1998)

Robert Bierman’ın yönettiği ve Nicolas Cage’in adeta çığır açan performansıyla hafızalara kazınan Vampire’s Kiss (1988), sıradışı bir kara komedi ve psikolojik gerilim deneyimidir. Vampirlik temasını yalnızca fiziksel bir dönüşüm olarak değil, zihinsel bir çöküşün metaforu olarak kullanan film; absürt, grotesk ve rahatsız edici olduğu kadar unutulmazdır da.
Kimi izleyiciye göre “çöp”, kimine göre ise “kült başyapıt”… Ama tek bir gerçek var: Vampire’s Kiss, izleyicisini asla kayıtsız bırakmıyor.
Peter Loew (Nicolas Cage), New York’ta çalışan, entelektüel takılan, kibirli ve narsist bir yayınevi editörüdür. Gündüzleri işinde başarılı görünse de, geceleri yalnızlık, cinsellik ve yabancılaşmayla boğuşur. Bir gece tanıştığı gizemli bir kadın (Jennifer Beals) tarafından vampir ısırığına uğradığını düşünmeye başlar. Bu andan itibaren gerçeklikle bağlarını koparır.
Peter artık bir vampir olduğuna inanmaktadır. Siyah gözlüklerle dolaşır, güneşten korkar, yarasa sesleri duyar ve giderek daha da vahşileşir. Ancak film, onun gerçekten vampir olup olmadığını değil, deliliğe nasıl sürüklendiğini sorgular. Hikâye boyunca izleyici, karakterin zihninde kaybolur ve gerçekle hayal arasında gidip gelir.